Evet soru bu İstanbul da deprem olursa ne olur? Bu yazımda tahmin olacak ölü sayısından toplanma yerlerinden yok deprem anında neler yapmalıyız dan alında deprem çantasına varıncaya kadar her konu çokça işlendi çokça okudunuz dinlediniz.
İstanbul ülkemizin kalbi yıllardır Anadolu ya kan pompalayan bir şehir. İstanbul merkezli bir deprem ülkemizin kalbinin durması demek.
Yıkılan binaların ve cesetlerin çürümeye terk edileceği bir manzara. İstanbul merkezli bir depremin yükünü Anadolu çekemez enkazımızı kaldırmaya gücü yetmez.
Uzmanların her an olabileceği dediği 7-8 şiddetindeki depremi beklerken bizler ne yapıyoruz. Daha doğrusu devletimiz ne yapıyor.
İstanbul merkezli bir deprem bağımsızlığımızı bile tehlikeye düşürecek dış ülke yardım taleplerimiz leş kargası gibi bekleyen ülkelere gün doğmuş olacak. Geleceğimizi ipotek altına almadan kimse bize yardım etmeyecektir.
Belki yedi düelin yok edemediği pranga vuramadığı bu millet diz çökmek zorunda kalacaktır.
Durum bu kadar ciddiyken, biz neden hala bina yenilemede binayı tamamlayacak krediyi tam vermiyoruz. Biz neden hala bu insanlardan faiz talep ediyoruz.
Belki vatandaşın bir dairesi yıkılacak ama aslında yıkılan ülkemiz olacağını neden göremiyoruz. Neden bu insanlara 20-25 yıl faiz siz kredi verip ülkemizin geleceğini kurtarmıyoruz.
Bütün bunların yanında imar yönetmeliklerinde sürekli değişiklik yapıp uygulanamayacak maddeler sokuşturup olacakların da önü kesiliyor.
İmar yönetmelikleri neden il belediyelerine bırakılmaz. Birileri diyecek ki İBB İstanbul un imar yönetmeliğini yaptı ya, evet doğru ama çevre ve şehircilik bakanlığı şu maddelere dokunmadan kendi yönetmeliğini yap diyor. Tam da o maddeler işi tıkayan maddeler.
Kolaylıklar getirmesine rağmen hala ruhsat aşamalarında bürokrasiye ve bürokrat kararına bırakılan bir dünya iş var. Kafama yatmadı mantığı işin önündeki en önemli engellerden hala. Yönetmelikleri yazarken yoruma açık olmayacak şekilde yazmayı bir türlü beceremedik. 50 yıldır belediye gözetiminde yapılan bu binaları yıkıp yerine aynısını yapamama sıkıntısı ayrı bir dert. Plan değişti, yönetmelik değişti bu sorunları aşacak mevcut m2 koruyan bir çalışma yapılmamış.
Yazmaya devam etsem kağitlar yetmez engel engel engel Bu işi çözecek olan Bakanlıktır. Vatandaşımız belediyelere yükleniyor ama bakanlık belediyelerin elini kolunu bağlıyor buyurun yapın diyor. Tabiri caizsse davul belediyelerde tokmak bakanlıkta.
Son zamanlarda çıkan müteahhit sınıflaması on yıllardır inşaat yapanları bile ilk gruba indirip iş göremez hale getirdi.
Serbest ticaret uygulaması olan bir ülkede yapı denetimini sen seçemiyorsun. Kartaldaki bir yapı denetime Silivri den bir iş düşebiliyor iş ufak olunca reddediyor tekrar işlem tekrar işlem.
Düşünüyorum da sanki bir yerlerde bir tuhaflık var. Birileri art niyetli diyesim geliyor.
İstanbul merkezli bir depremi karşılayabilmemizin yolu faizsiz kredi ve uygulanabilecek yönetmelik. Yoksa son pişmanlık fayda etmeyecek.
Gerekirse geri kalan 80 ildeki birer ikişer adet hazine arazilerini satıp İstanbul u kurtarmak için kullanılmalı. Bu süreci İstanbul için ayrı bir bakanlık kurup bu bakanlık gözetiminde kentsel dönüşüm ışekilde tamamlanmalı.
İstanbul un geleceği Türkiye nin geleceğidir. Yanı Türkiye nin geleceği İstanbul un geleceğine bağlıdır. Bu gözle bakamazsak geçmiş olsun.
İstanbul merkezli bir deprem aslında merkezi Türkiye olan bir depremdir.
ALİ HACIHALİLOĞLU
Mimar
mimar.ali@hotmail.com